Sayfalar

14 Haziran 2007 Perşembe

Rusya'nın yeni 'mucize' silahı






AYSAM'dan Bakış
Rusya'nın yeni 'mucize' silahı

Tamina Kibar / Araştırmacı



17 Kasım'da Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya Silahlı Kuvvetleri üst düzey yöneticileri ile yaptığı toplantısında, "denemelerin başarıyla sürdüğü, diğer nükleer güçlerde bulunmayan ve önümüzdeki yıllarda da olmayacak" yeni bir nükleer silahın birkaç yıl içinde kullanıma hazır olacağını belirtti.

Putin'in açıklaması, uluslararası gündemin ilk sırasına oturdu. Amerika'dan başlayıp Avustralya'ya kadar bütün basın-yayın organları, Putin'in yeni süper silah açıklamasını detaylı olarak yayınladı.

Aslında, süper silah haberi yeni sayılmaz. Daha önce de Rusya Savunma Bakanlığının üst düzey yöneticileri, Rusya'nın Amerikan füze savunma kalkanını işlevsiz kılacak yeni bir nükleer silah geliştirdiklerini dile getirmişlerdi. Bu yılın Şubat ayında Rusya Genel Kurmay Başkanı Y.Baluyevskiy, yeni füze sistemlerin denemelerinin başarıyla sonuçlandığını belirtmişti. Rusya Federasyonu Savunma Bakanı S.İvanov ise, Kasım ayı başında, Rusya'nın nükleer başlık taşıma yeteneğine sahip, çok etkili yeni bir füzenin denemesinin gerçekleştirildiğini açıklamıştı.

Putin, yeni silah konusunda ayrıntılara girmedi. Moskova ATS araştırma merkezi uzmanlarından R.Puhin'a göre; "Putin'in açıklaması politiktir. Büyük ihtimalle raftan indirilen, Sovyetler zamanından kalma eski çalışmalardır." Peki, Rusya'nın bu yeni silah sistemleri ne olabilir? Rus Deniz Kuvvetlerinin Eylül ayında 10 nükleer başlık taşıyabilen 8000 km menzilli 'Bulava' adındaki yeni bir füzenin denemesini yaptığı bilinmektedir. Gelecekte denizaltıların bu füzelerle donatılması planlamaktadır. Putin'in 2005'te göreve hazır olacağını ifade ettiği karadan atılan füze sistemleri ile, yüksek manevra yeteneğine sahip, 10 bin km menzilli, çoklu nükleer başlık taşıyabilen 'Topol- M' balistik füzesi ile sesten üç misli hızlı hareket eden, radarlarla tespit edilemeyen ve nükleer başlık taşıyabilen 280 km menzilli (taktik) 'İskender- M' füzelerinin geliştirilmiş tiplerinden bahsetmesi mümkün.

Uzmanların görüşlerine göre, Rusya'nın yeni 'mucize' silahı,füzeden ayrıldıktan sonra kendi başına hareket edebilen, dolayısıyla balistik füze özellikleri taşıyan ve füze savunma kalkanını aşabilen nükleer bir başlık olabilir. Eğer öyle ise, Rusya'nın yeni silah sisteminin haberi abartılı bulanlar yanılmakta. Bu haber ciddi sonuçlar doğurabilir. Hatırlarsak Putin, ABD Başkanı Bush'un füze savunma sisteminin geliştirilmesi kararından önce, Rusya'nın Amerikan füze savunma sistemini aşabilen yeni bir silahın geliştirilmesi için elinden gelen her şey yapacağını beyan etmişti.... Soğuk savaş döneminden sonra tarihe karışan 'nükleer yarış' yeniden canlanabilir. Tabii ki, diğer bazı ülkelerin, örneğin Çin ve Kuzey Kore'nin elinde Rusya'nın füze savunma sistemi için sorun yaratabilecek füzeleri vardır, ancak Putin'in bahsettiği füze tipi savunmaya değil saldırıya yöneliktir. Şu anda mevcut olan ve geliştirilen milli füze savunma sistemlerinden sadece Amerikan sistemi, Rusya'nın yeni silahının potansiyel 'deneme tahtası' olabilir.

ABD, Rusya'nın yeni bir nükleer füze sistemi geliştirmesinden kaygı duymadığını belirtti. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Adem Ereli, Rusya'nın nükleer gücünü sürdürme faaliyetlerinin, iki ülke arasında yapılan Moskova Anlaşmasını ihlal etmediğini ve tehdit taşımadığını belirti.

Nükleer güce sahip büyük devletlerin modern stratejik konseptlerinde, "nükleer kulüp" üyesi devletlerden nükleer saldırı tehdidi yer almasa da, ihtimal dışı da görünmemektedir. Dolayısıyla bu ülkelerden birisinin yeni nükleer silah geliştirdiğine dair beyanları, diğer ülkeler tarafından aralarındaki dengeyi etkileyecek bir faktör olarak algılanmaktadır. Nitekim, Putin'in açıklaması gibi, hassas konuların orta çıkmasıyla, Batının siyasi ve askeri çevrelerinde 'Rusya'nın gerçek niyeti nedir?' tartışmasını başlattı.

Putin'in açıklamasında, 'Uluslararası terörizm, günümüzün en büyük tehditlerinden birisidir, ancak, çok net anlaşılıyor ki, savunmamızın nükleer silah zırhı gibi unsurlarına yönelik dikkatimizin zayıfladığı anda başka tehditlerle karşı karşıya gelebiliriz' demekte ve bu anlayışa, sadece askerlerin değil bütün Rus toplumun sahip olması gerekliğinin altını çizerek, yeni silah mesajının hem iç hem dış siyasete yönelik olduğunu göstermektedir. Çünkü; Silahlı Kuvvetlerin teknik donanımı için 2005 yılı bütçesinde ayrılan para, geçen yıllara nazaran üçte bir oranında arttırılmıştır. Bu paralar, ekonomik yatırımlar ve sosyal alandan kaydırılmakta ve iç politikada huzursuzluk yaratmaktadır. Açıklama bir anlamda paraların nerelere harcandığının açıklaması olup, kamuoyunun rahatlatmasına yönelikti. Beslan terör trajedisi, Rus toplumu derinden sarsmıştı, tabii ki, terörle mücadelede nükleer silahın kullanılması yarar sağlayamaz, ancak Rusya'ya yönelik uluslararası terörün arkasında Amerika'nın olduğunu, Putin bizzat kendisi birkaç defa ima etmişti. Rus toplumunda uluslararası terörün dış destekli olduğuna inanılmakta, milli güvenlik için en büyük dış tehdit olarak da Amerika algılanmaktadır. Bundan dolayı, terör ile mücadele, ülkede güvenliğin ve huzurun sağlanması , Rusya'nın askeri harcamaların arttırılmasını gerektirmektedir.

Son zamanlarda Amerika, dünyada ve Rusya'nın çemberinde Rusya'yı ciddi boyutta rahatsız edebilecek dış politika yürütmektedir. Eski Sovyet Baltık Cumhuriyetlerinin NATO'ya dahil edilmesi, Amerika'nın Gürcistan ve Ukrayna politikası, Merkezi Asya'daki Amerikan askeri üsleri, Putin'in yeni 'mucize' silah açıklamasının dış adresinin ABD olduğunu düşündürmektedir.

İlginç olan Putin'in açıklamasını, uzun süreli ve Şili, Brezilya, Portekiz'i, daha sonra Haag'daki Rusya-AB görüşmeleri, Hindistan ve Türkiye'yi kapsayan yurt dışı turnesi ile ABD Başkanı G.W.Bush'la bir araya geleceği Asya-Pasifik Ekonomik Örgütü'nün (APEK) toplantısı arifesinde yapmasıdır. Amaç, ekonomik reformların yetersiz kaldığı Rusya'nın uluslararası arenada prestijini yükseltmektir.