Sayfalar

16 Mayıs 2009 Cumartesi

SEVİM TANÜREK

EHLİYETİ SAHTE
Sevim Tanürek'in yakınları, sanatçının öldüğü trafik kazasını yapan Tayyip Erdoğan'ın oğlunu ehliyet sahtekârlığı ile suçladılar. SANATÇI Sevim Tanürek'e çarparak ölümüne neden olduğu gerekçesiyle 5 yıla kadar hapsi istenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Ahmet Burak Erdoğan'ın yargılanmasına başlandı. Erdoğan'ın oğlunun çarptığı Tanürek öldü.
İSTANBUL - MİLLİYET
Erdoğan'ın oğlunun çarptığı Tanürek öldü
İSTANBUL - MİLLİYET İSTANBUL Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Ahmet Burak Erdoğan'ın kullandığı otomobille çarpması sonucu ağır yaralanan ses sanatçısı Sevim Tanürek (64) tedavi gördüğü hastanede öldü. Geçen pazartesi günü meydana gelen kazadan sonra kaldırıldığı Alman Hastanesi'nde yoğun bakıma alınan, beyninde ödem oluşması ve beyin kanaması riskiyle ameliyat edilen Tanürek, suni solunum cihazına bağlanmıştı. Hastanede kaldığı sürede hayati tehlikeyi atlatamayan ve durumu giderek ağırlaşan Tanürek, dün sabaha karşı hayata veda etti. Tanürek, bugün saat 11.00'de TRT İstanbul Radyosu önündeki tören ve Şişli Camii'nde kılınacak öğlen namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Şişli Abide - i Hürriyet Caddesi'nde meydana gelen kazada, Erdoğan'ın kullandığı 34 ABR 93 plakalı Opel marka otomobilin çarptığı, TRT İstanbul Radyosu sanatçılarından Tanürek'e önce Şişli Etfal Hastanesi'ne kaldırıldı, buradan da Alman Hastanesi'ne sevk edilerek yoğun bakıma alındı. Şişli Adliyesi'ne çıkarılan ve Nöbetçi Cumhuriyet Savcısı Turgay Babacan tarafından sorgulanan Erdoğan hakkında Şişli Cumhuriyet Savcısı Nihat Ergün tarafından "tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu hayati tehlike arzedecek şekilde yaralanmaya neden olmaktan" üç aydan 20 aya kadar hapis cezası istemiyle Şişli Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Erdoğan'ın, Tanürek'in ölümü üzerine suçun mahiyeti değiştiğinden tekrar sorgulanabileceği ve ek iddianame düzelenerek tutuklanmasının istenebileceği belirtildi.
Tanürek'in özgeçmişi Türk Sanat Müziği Sanatçısı Sevim Tanürek, sanat yaşamına 1950'de Ankara Radyosu'nda başladı. 1959'da TRT'den ayrılarak İstanbul'a gelen ve sahne çalışmalarına başlayan Tanürek, mesleğini uzun yıllar İstanbul'da icra etti.

UNUTTURULAN GERÇEKLER…
Bu olaya şüpheyle yaklaşan arkadaşların şüpheciliği güzel de öte yandan hafızamız ne kadar zayıf. Bu gerçek ve yaşanmış bir olaydır. Şimdi arşivdeki haberlerden yararlanıp size biraz hatırlatmalarda bulunayım. Meraklısına not: Gazeteciyim Bu olay 1998’in 11 Mayıs’ında oldu. O dönemde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan RTE’nin oğlu Ahmet Burak, yaya geçidinden karşıya geçen ses sanatçısı Sevim Tanürek’e çarparak ölümüne neden olmuştu. Şişli Etfal Hastanesi'ne kaldırılan Tanürek, Alman Hastanesi'nde ameliyat edildi fakat bir süre sonra yaşamını yitirdi. Sevim Tanürek, hastanede yaşam mücadelesi verirken olay sırasında annesi Emine Erdoğan'a ait 34 ABR 93 plakalı Opel otomobili kullandığı ortaya çıkan Erdoğan saat 18.00'de Şişli Adliyesi'ne gizlice getirilip, Nöbetçi Savcı Turgay Babacan tarafından sorgulandı. Savcı, Erdoğan'n polis ifadesini yeterli görüp, tutuksuz yargılanmasına karar verdi. Erdoğan hakkında "Dikkatsizlik ve Tedbirsizlik ile Hayati Tehlike Teşkil Edecek Derecede Yaralamaya Sebebiyet Vermek" suçundan Asliye Ceza Mahkemesi'nde TCK 459/2 maddesi uyarınca 3 aydan 20 aya kadar hapis istemiyle dava açıldı. Erdoğan'ın, trafik raporunda "dalgın olarak araç kullandığı için tali kusurlu" olduğu, Tanürek'in, duran taşıtların önünden yola çıktığı için hatalı olduğu ifade edildi. Erdoğan'ın kusur oranı, 3/8 olarak belirlendi. Ahmet Burak Erdoğan o dönemde 19 yaşındaydı ve Bilgi Üniversitesi’nde okuyordu. Tanürek’in hastanede yaşamını yitirmesi üzerine ek iddianame düzenlendi ve 2 yıl ceza istemi 5 yıla çıkarıldı. Tanürek’in ailesi de mahkemede Ahmet Burak Erdoğan’ın ehliyetsiz olduğu ve ehliyetinin geriye dönük olarak düzenlendiğini ileri sürdü. Duruşmalara gitmeyen Erdoğan'ın avukatı Kadir Kartal, müvekkilinin İngiltere'de dil öğrenimi gördüğünü söyledi.Tanürek'in ailesi, yargılama sürecinde hastane masrafı ve mezar ihtiyacının, dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan tarafından karşılandığı gerekçesiyle şikayetlerini geri aldılar. Mahkeme, Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi'nden kazayla ilgili rapor istedi. Başında Makina Mühendisi Eyüp Çakmak'ın bulunduğu daire 4 Ocak 2000 tarihinde sanık Ahmet Burak Erdoğan için "tamamen kusursuz" raporu düzenledi ve 8/8 kusurun, ölen yaya Sevim Tanürek'te olduğunu bildirdi. Mahkeme, bu rapor doğrultusunda 2 Haziran 2000 tarihli duruşmada oğul Erdoğan'ın beraatine karar verdi. Gerekçede, suçun manevi unsurunun oluşmadığı öne sürüldü. Oğul Ahmet Burak Erdoğan için "tamamen kusursuz" raporu düzenleyen Adli Tıp uzmanı Eyüp Çakmak, kısa süre önce bu görevinden istifa etti ve kadrosu Adalet Bakanlığı'ndan alınarak, Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı TDİ'ye Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Adli Tıp'çı Çakmak, TDİ Genel Müdürü Burhan Külünk'ün yardımcısı oldu. Recep Tayyip Erdoğan'ın, ses sanatçısı Sevim Tanürek'e otomobiliyle çarparak ölümüne neden olan oğlu Ahmet Burak Erdoğan için "tamamen kusursuz" raporu vererek beraatini sağlayan Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi Başkanı Eyüp Çakmak, Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne (TDİ) Genel Müdür Yardımcısı olarak atandı. Ahmet Burak Erdoğan, Tanürek'e çarparak ölümüne sebep olduğu zaman İstanbul Bilgi Üniversitesi öğrencisiydi. Olayın hemen ardından İngiltere'ye dil okuluna giden Erdoğan, Londra'da ekonomi okudu. Erdoğan, Ülker ürünlerinin Anadolu yakasındaki dağıtımcılığını yapıyor.

TAYYİP'İN AÇIKLAMASI
Tayyip Erdoğan'ın avukatından gelen açıklama şöyle: ‘‘17.6.2001 tarihli yazınızda sözü geçen olayda kusurun tamamının merhum Sevim Tanürek'e ait olduğu saptanmış ve bu olguya göre Ahmet Burak Erdoğan'ın beraatine 2.6.2000 tarihinde karar verilmiştir. (Sevim Tanürek'in kocası) Ahmet Ürek ile oğlu Cavit Ürek, mahkemeye sundukları 8.1.1999 tarihli dilekçeleri ile şikáyet ve müdahaleden vazgeçmişlerdir. Yazınızda gerek ehliyet, gerek kaza anı ve sonrası ve gerekse yargılama aşamalarında iddia ettiğiniz şekilde bir durum hiçbir zaman olmamıştır.’’