Sayfalar

29 Mayıs 2007 Salı

CANLI TARİH: MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ


Muazzez İlmiye Çığ (Sümerolog)

Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’a, Adana'dan
“Meslek Hizmet Ödülü”


Türkiye’de, “canlı tarih” olarak anılan 93 yaşındaki Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ’a, Adana Tepebağ Rotary Kulübü “Meslek Hizmet Ödülü” verdi. Sümerolog Çığ, Adana’da düzenlenen törende, kürsüye davet edildikten sonra öz geçmişinin okunacağı anons edilince, bunun çok uzun süreceğini belirterek, sandalye istedi.

Doğumundan, eğitimine, yazdığı kitaplara ve aldığı ödüllere kadar tüm yaşantısı satır başlarıyla anlatılan Çığ, ödülünü aldıktan sonra yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu yıllardan günümüze yaşadığı değişimlere dikkati çekti.

Türkiye’nin geçirdiği evreleri anlatırken, bunun kıymetini bilmek, Atatürk’ü çok iyi tanımak ve anlamak gerektiğini belirten Çığ, şunları söyledi: “1933 yılında ilkokul öğretmenliği yapıyordum. O yıllarda devrimlerimiz bitmişti. Yazımız değişmiş, takvimimiz, ölçülerimiz değişmişti. Amerikalı bir gazeteci bana ‘Siz çok büyük bir milletsiniz. Biz 20 yıldır ölçülerimizi bile değiştiremiyoruz, ama siz çok kısa sürede birçok şeyi değiştirdiniz’ demişti.” Geçmişte heykel yapmak bile suç sayılırken, çalgı nedir bilinmezken, bugün ünlü heykeltıraşlar, yurtdışında Türkiye’yi başarıyla temsil eden müzisyenler ve sanatçılar bulunduğunu ifade eden Çığ, “Bu memleket için herkes elinden geleni yapmalı. Ben de elimden geleni yapmaya çalışıyorum,” dedi.

Kaynak: Birgün Gazetesi






Sumerli Ludingirra'nın ağzından, Sumer kültürünü anlatıyor. Her sözcüğü 56 yıllık birikimin içinden süzülerek gelen bu çalışmayı, konuyla ilgili Sumer tabletleri, Nippur şehri haritası ve öteki belgelerin fotoğraflarıyla birlikte okuyabilirsiniz.

Sumerli Ludingirra, Sumerolog Muazzez ilmiye Çığ'ın bir ömür verdiği çalışmalarının özüdür. İstanbul Arkeoloji Müzelerinde bulunan ve Sumer, Akad, Hitit dillerinde yazılmış 74 000 çiviyazılı belge üzerinde 33 yıl çalışan, araştırmalarını bugün de sürdüren Çığ'ı, Sumerliler üzerine yayımlanmış çok sayıda kitap, makale ve çeviri eserinden tanıyoruz.

Anlatılanların tümü, çiviyazılı belgelerdeki bilgilerdir. Eser, bir "kurgu" değil; konuya 56 yılını vermiş bir uzmanın ulaştığı bilimsel düzeyin ve olgunluğun ürünüdür.

Sumer şairlerine göre Tanrıça İnanna, toplumun süsü, Sumer'in neşesidir. Ay Tanrısı Nanna'nın kızıdır.

Sumer şairlerine, ozanlarına bitmez, tükenmez bir ilham kaynağı olan İnanna için yazılan öyküler, çivi yazısıyla kilden tabletler üzerine yazılarak zamanımıza kadar ulaşmıştır.

Akad'larda İştar, Musevilerde Astarte, Yunan'da Afrodit,
Roma'da Venüs adını taşıyarak yüzyıllar boyu çeşitli toplumların efsanelerinde yaşamıştır. Venüs yıldızını temsil etmektedir. Güzelliğin, cinselliğin, çekiciliğin, şefkatin, kavganın, önderliğin, hırsın, kurnazlığın ve en önemlisi bereketin ve çoğalmanın sembolü olmuştur.





Aziz Atamız, dilleri dilimize benzediğinden Türklerin atası olabileceğini varsaydığı Sumerlilerin dil ve kültürlerinin ülkemizde araştırılmasını istiyordu.

Bugünkü kültürümüzün temelini oluşturan Sumer kültürünün halkımıza, aydınlarımıza da tanıtılması gerekti. Bunun için çeşitli dergilerde yazdım ve yazıyorum.

S.N. Kramer'in 15 dilde yayımlanıp "Best seller" olan Tarih Sumer'de Başlar kitabını Türkçeye çevirdim ve Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlandı, halkımız tarafından da çok ilgi gördü.

Atatürk Düşünüyor

"... Evlerde henüz radyo yoktu. Bu marşın herkes tarafından öğrenilmesi isteniyordu. Ben elimde keman, arkamda öğrenciler marşı çalarak söyleyerek sokak sokak dolaştım. Bizi duyanlar kapılara çıkıyor, alkışlarla marşa katılıyorlardı. 19 yaşında bir kızdım. Ne utanıp sıkılmak, ne kınamak, ne alay etmek vardı. Çünkü vatan görevi yapıyordum."

Değerli Sumerolog Muazzez İlmiye Çığ, Atatürk Düşünüyor kitabını yazmayı da bir vatan görevi bilmiş. Yakın tarihimizin öyküsünü içeren bu kitapta, Atatürk'ün insani yönü belki de ilk kez bu kadar açık bir dille anlatılıyor. Cumhuriyetin kurucusunun büyük başarılara ulaşırken karşılaştığı güçlükler, kendisine karşı olanların da varlığı ve bunların yarattığı engeller, ilk kez böylesine içten bir anlatımla, anlattıklarını yürekten yaşamış gerçek bir aydının sözleriyle dile geliyor.

"Muazzez İlmiye Çığ'ın söyleyecek sözü var.
Bize düşen bu sözleri duymak, duyurmaktır."

Bu küçük kitap ve diğer kitaplarım, İstanbul Arkeoloji Müzelerinde Sumer belgeleri üzerinde uzun yıllar yaptığım çalışmalarımın çocuklarımıza ve halkımıza sunduğum birer küçük ürünüdür. Bunlarla, ölümsüz Ata'mızın isteğini geç de olsa biraz yerine getirebiliyorsam ne mutlu bana. Bize bu yolu açan, ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü yine şükranla anıyorum.



Kaynak:www.mature.com.tr