Paşam her zaman Türklük üstüne birşeyler söylüyorsunuz ancak Türk kimdir? Derler.
Ulu önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK bana bir kağıt kalem verin der ve yazmaya başlar.
TÜRK KİMDİR?
BU MEMLEKET DÜNYANIN BEKLEMEDİĞİ ASLA ÜMİT ETMEDİĞİ BİR MÜSTESNA MEVCUDİYETİN YÜKSEK TECELLİSİNE, YÜKSEK BİR SAHNE OLDU.
BU SAHNE EN AŞAĞI YEDİBİN SENELİK BİR TÜRK BEŞİĞİDİR.
BEŞİK TABİATIN RÜZGARLARIYLA SALLANDI.
BEŞİĞİN İÇİNDEKİ ÇOCUK TABİATIN YAĞMURLARIYLA YIKANDI.
O ÇOCUK TABİATIN ŞİMŞEKLERİNDEN, YILDIRIMLARINDAN, KASIRGALARINDAN KORKAR GİBİ OLDU SONRA ONLARA ALIŞTI.
ONLARI TABİATIN BABASI TANIDI, ONLARIN OĞLU OLDU.
BİRGÜN O TABİATIN ÇOCUĞU TABİAT OLDU, ŞİMŞEK, YILDIRIM, GÜNEŞ OLDU,
TÜRK OLDU.
TÜRK BUDUR
YILDIRIMDIR,
KASIRGADIR,
DÜNYAYI AYDINLATAN GÜNEŞTİR.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE !
Gazi Mareşal Mustafa Kemal ATATÜRK
"Bu dünyadan göçerek Türk milletine veda edeceklerin çocuklarına kendinden sonra yaşayacaklara, son sözü bu olmalıdır:
"Benim Türk milletine, Türk cemiyetine, Türklüğün istikbaline ait ödevlerim bitmemişti, siz onları tamamlayacaksınız. Siz de sizden sonrakilere benim sözümü tekrar ediniz. Bu sözler bir ferdin değil, bir Türk Milleti duygusunun ifadesidir".
Bunu, her Türk bir parola gibi kendinden sonrakilere mütemadiyen tekrar etmekle son nefesini verecektir. Her Türk ferdinin son nefesi, Türk Milleti'nin nefesinin sönmeyeceğini onun ebedi olduğunu göstermelidir. Yüksek Türk, senin için yüksekliğin hududu yoktur. İşte parola budur! (1935).''
GAZİ MAREŞAL MUSTAFA KEMAL ATATÜRK