Sayfalar

30 Mayıs 2010 Pazar

‘Efendi Teröristler’ kim?




"Siyonist İsrail devletinin kurucuları ve öncüleri, sıradan terörist değillerdi" diyen Yılmaz Dikbaş, "Efendi Teröristler"i şöyle anlatıyor: Hemen hepsi çok iyi eğitim görmüş donanımlı, doktor, profesör gibi akademik unvanlar kazanmış, birkaç dil bilen, uluslararası güçlü ilişkileri olan, beyaz yakalı, sinekkaydı tıraşlı, iyi giyimli, sözcüğün tam anlamıyla Efendi Teröristler idiler.

İsrail ve siyonizmin tarihini anlatan bir kitap daha raflardaki yerini aldı. Araştırmacı-Yazar Yılmaz Dikbaş tarafından kalem alınan "Efendi Teröristler" adlı kitap siyonistlerin maskesini düşürmekle kalmıyor, kronolojik bir sıralamayla İsrail'in kanlı tarihini de gözler önüne seriyor. Kitabında, kendisi dışındaki herkesi terörist yaftasıyla karalamayı ilke edinen siyonsitlerin, terörizmin ağababaları olduklarını vurgulayan Dikbaş, okuyucuya çarpıcı bilgiler vermeyi de ihmal etmiyor.

Bütün yahudilerin siyonist olmadıklarını, başta Einstein olmak üzere çok sayıda yahudinin siyonizme karşı olduğunun altını çizen Dikbaş, siyonizmin yakın ve uzak gelecekteki hedeflerini de açıklamaktan geri durmuyor. Dikbaş, Albert Einstein'ın, 27 ünlü arkadaşıyla birlikte, Siyonistleri, "terörist" olarak adlandırıp, İsrailli Siyonistleri, "İsrailli Naziler" diye tanımladığını ve lanetlediğini de hatırlatıyor. Dikbaş kitabında yahudileri ve siyonistleri çok güzel bir biçimde birbirinden ayrıştırıyor.

Asıl terörist İsrail'i kuranlar

Siyonizmim kurucusu Teodor Herzl'in yazdıklarından yola çıkarak siyonizmin nasıl bir vahşet ideolojisi olduğunu anlatan Dikbaş, Herzl'in yalan ve iftiralarına da bir bir açıklık getiriyor. İsrail'in kurucularını ve devlet adamlarını da mercek altına alan Dikbaş, İsrail'i kuran kişilerin terörist olduklarını savunuyor. İsrail'i kurmak için türlü terör faaliyetlerine katılan ve yönlendiren siyonistlerin daha sonra politkacı yaftasıyla göz boyamaya çalıştıklarını ifade eden Dikbaş: "Siyonist İsrail devletinin kurucuları ve öncüleri, sıradan terörist değillerdi. Hemen hepsi çok iyi eğitim görmüş donanımlı, doktor, profesör gibi akademik unvanlar kazanmış, birkaç dil bilen, kitaplıklarında yüzlerce, hatta binlerce kitap bulunan, uluslararası güçlü ilişkileri olan, beyaz tenli, beyaz yakalı, sinekkaydı tıraşlı, iyi giyimli, sözcüğün tam anlamıyla Efendi Teröristler idiler." tespitinde bulunuyor.

Batı Siyonizme arka çıktı

İsrail'i kuranların terörist, İsrail'in de terör devleti olduğunu belirten Dikbaş, batı ülklerinin Filistin'de yapılan katliamlara nasıl göz yumduklarını, İsrail'in kurulmasına nasıl öncülük ettiklerini de belgeleriyle ortaya koyuyor. Özellikle Birinci Dünya savaşı sonrasında bölgedeki İngiliz egemenliğinin nelere mâl olduğu insanı dehşete düşürüyor.

Siyonizmin ırkçılık olduğunun BM tarafından açıkca ifade edildiğini de kaydeden Dikbaş: "10 Kasım 1975 tarihinde Birleşmiş Milletler, 3379 sayılı şu kararı" aldı: "Siyonizm, bir tür ırkçılık ve ırkçı ayrımcılıktır. Dünya barışına tehdit oluşturan Siyonizmi şiddetle kınıyor ve tüm ülkeleri bu ırkçı ve emperyalist ideolojiye karşı çıkmaya çağırıyoruz." ifadelerini hatırlatıyor.

Abdülhamit ve Jön Türkler

İsrail tarihini anlatırken Osmanlı'nın son döenmlerinde sultan Abdülhamit'e karşı düzenlenen komplolara da yer ayıran Dikbaş, Siyonistlerin Abdülhamit'e olan düşmanlıklarını, Jön Türkler'in Siyonistlerle olan ilişkilerini de gün yüzüne çıkarıyor. Herzl'in Abdülhamite yazdığı mektupların orjinalinden okuyucuya sunan Dikbaş, kitabında Herzl'in İstanbul seyahatine'de geniş yer ayırıyor.

Siyonistlerin en aşağıdan en yukarıya nasıl teşkilatlandıklarını ve aralarındaki tartışmaları da gün yüzüne çıkaran Dikbaş, Filistin'den önce Yahudilerin hangi ülkelerle temasa geçtiklerinin de üzerinde duruyor.

Kalıcı barış için Siyonizmin bertaraf edilmesinin önemine vurgu yapan Dikbaş, "Yalnız Orta Doğu'da değil, tüm dünyada kalıcı barışı gerçekten sağlamak isteyenler, önce Siyonizm rejimini yıkmak zorundadırlar. Çünkü, ünlü İsrailli tarih profesörü Benny Morris'in söylediği gibi: "Siyonist projenin tamamı, Kıyamet habercisidir" diyerek konunun önemine dikkat çekiyor.